top of page
Yazarın fotoğrafıAtılgan&Sak Hukuk Bürosu

MİRASTAN MAL KAÇIRMA NEDİR?

Güncelleme tarihi: 20 Ağu 2019

Hukukta ''Muris muvazaası'' olarak adlandırılan mirastan kal kaçırma; bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için karşılığında bedel almadığı bir işlemi, satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak göstermesidir.


Bu durum, aslında bağışlanmış olan taşınmazın tapuda satış olarak gösterilmesi ya da tapuda gösterilen satış bedeli ile gerçek satış bedeli arasında ciddi bir fark olması halinde gerçekleşir. Muris muvazaası, ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile taşınmazların devredilmesi şeklinde de gerçekleşebilir. Bu işlemin tarafları mal kaçıran kimse ile mirasçı olmayan farklı bir kimse ya da herhangi bir mirasçı olabilir. İşlemin tarafı, farklı biri ise tüm mirasçılar, eğer bir mirasçı ise diğer mirasçılar bu işlem neticesinde miras hakkından yoksun kalacaktır. Fakat yukarıda belirttiğimiz şekillerde gerçekleşebilecek olan tüm bu işlemler, hukuki olarak geçerli işlemler değillerdir. Bu işlemin ve dolayısıyla tapu kaydının iptalini, hukuki yararı bulunan mirasçılardan herhangi biri isteyebilecektir.


Bu davalar miras bırakan öldükten sonra hak düşürücü süre olmadığından her zaman açılabilir. Miras hakkı çiğnenen herhangi bir mirasçı davayı açabilir, ancak reddi miras yapan, miras hakkından feragat eden veya mirasçılıktan çıkarılan kişiler bu davayı açamazlar. Davanın davalısı taşınmazın devredildiği kişi olacaktır. Davalı, duruma göre mirasçının bir kardeşi ya da üçüncü bir kişi olabilir. Genelde davanın tarafları kardeşler olmaktadır. Ayrıca taşınmazın devredildiği kişi ölmüşse dava o kişinin mirasçılarına açılacaktır. Tapu iptal ve tescil davalarında öncelikle, miras bırakanın bu işlemleri yaparkenki gerçek düşüncesi yani iradesi araştırılacaktır. Hukukta her dava ayrı bir değerlendirme gerektirse de, bu davalarda miras bırakanın gerçek düşüncesini ortaya çıkarabilmek için faydalanılabilecek bir takım ölçütler vardır.


· Miras bırakanın öncelikle bu malı satmak zorunda olup olmadığı ve genel maddi durumu,

· Malı alan kişinin işlemin yapıldığı tarihteki alım gücü,

· Tapuda gösterilen satış bedeli ile mahkemece yaptırılacak keşif sonucu belirlenen değer arasındaki fark,

· Toplumsal ve özellikle yöresel gelenek ve eğilimler, aile içi ilişkiler,

· Miras bırakan ile taşınmazın bağışlandığı kişi arasındaki yakınlık, bu ölçütlerden başlıcalarıdır.


Bu ölçütler yardımıyla miras bırakanın asıl iradesinin mirasçılarından mal kaçırma olduğu tespit edilebilirse dava kabul edilecektir. Bu ölçütler sınırlı sayıda olmayıp, her vaka için mahkemece ayrı bir değerlendirme yapılacaktır. Bunlara ek olarak, mirastan mal kaçırma, her türlü delil (banka kayıtları, tanık vb.) ile kanıtlanabilecek olup, ispat konusunda davacıları sınırlayan bir hüküm yoktur. Dava sonucunda, aslında bağışlanmış olan taşınmazın tapu kaydı iptal edilerek, o işlem hiç yapılmamış gibi yasal mirasçılar adına tapu kaydı yapılacaktır.


Bu hususta değinilmesi gereken bir diğer miras davası ise, tenkis davasıdır. Tapu iptal tescil davalarını miras hakkından yoksun kalan her mirasçı açabilirken tenkis davalarını sadece saklı paylı mirasçılar açabilmektedir. Saklı pay, miras bırakanın belli oranlardaki mirasçı paylarına ne olursa olsun dokunamaması bu oranlara dair gerek yaşarken gerek vasiyetname vb. ölüme bağlı tasarruflar ile başka mirasçı/üçüncü kişilere kazandırmalar da bulunamamasıdır. Çocuklar için miras payının ½ 'si, anne baba için ¼' ü, sağ kalan eş için ise anne baba veya çocuklar ile mirasçı olması durumunda payının tamamı ve diğer hallerde ¾' üdür. Yani saklı paylı mirasçılar sadece, miras bırakanın çocukları, sağ kalan eşi ve anne-babasıdır. Geri kalan mirasçıların saklı payları yoktur. Tenkis davalarını tapu iptal tescil davalarından ayıran bir diğer özellik, işlemin hukuki olarak geçerli olmasıdır. Yani miras bırakan bu işlemde mal kaçırma amacında olmayabilir. Örneğin miras bırakan evini gerçekten bağışlamak istemiş ve tapuda da bağış olarak göstermiştir. Fakat işlem geçerli olsa da, saklı paylar ihlal edildiyse, ihlal edilen oran üzerinden saklı paylı mirasçı yine hak kazanacaktır. Mirasçının bu işlemi öğrenmesinin ardından 1 yıl ve her halde 10 yıllık bir zaman içerisinde bu dava açılabilir. Ayrıca her iki davada ilişkili olduğundan birlikte açılabilir. Uygulamada öncelikle muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil, mirastan mal kaçırma hususu gerçekleşmemiş veya kanıtlanamamış ise, tenkis davası şeklinde kademeli olarak açılabilmektedir.


Bu makale tüm hakları saklı olarak, Av. Hikmet Çağlar SAK tarafından www.atilgansakhukuk.com  ve www.yurtgazetesi.com.tr sitelerinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Makalenin tamamı kaynak gösterilmek şartıyla ve ancak özel izin alınarak kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen yayınlanması şahsi ve fikri haklara aykırılık teşkil eder. 07.02.2019


Makalenin Gazete Linki:




494 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page